Borderline kişilik bozukluğu, adını sıkça duyduğumuz ancak ne anlama geldiği tam olarak anlaşılamayan psikolojik durumlardan biri. Bir ruh sağlığı profesyoneli olarak bu konunun hassasiyetini ve karmaşıklığını iyi biliyorum. İnsanlar bu terimi duyduğunda akıllarında pek çok soru işareti oluşuyor; bu bir hastalık mı, bir huy mu, geçer mi, nasıl tedavi edilir? Bu yazıda, borderline kişilik bozukluğu kavramını derinlemesine inceleyecek, belirtilerinden nedenlerine, tanılama süreçlerinden güncel tedavi yöntemlerine kadar pek çok boyutuyla ele alacağız. Amacımız, hem bu durumla yaşayan kişilere ve yakınlarına ışık tutmak, hem de toplumsal farkındalığı artırmak. Çünkü anlamak, iyileşmenin ve destek olmanın ilk adımıdır.
Borderline Kişilik Bozukluğu Hakkında Genel Bilgiler
Peki, tam olarak nedir bu borderline kişilik bozukluğu? Tıp dilinde BKB olarak da bilinen bu durum, kişinin duygu durumlarında, kişilerarası ilişkilerinde, benlik algısında ve davranışlarında belirgin bir dengesizlik ve istikrarsızlıkla karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Sıklıkla “sınırdurum” olarak da anılır. Bu ismin kökeni, başlangıçta bu durumun nevroz ile psikoz arasında bir sınırda görüldüğü düşüncesine dayanır. Ancak günümüzde, BKB kendine özgü belirtileri olan, karmaşık ama tedavi edilebilir bir durum olarak kabul edilmektedir.
BKB, genellikle ergenlik sonu veya genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkar ve yaşamın ilerleyen yıllarında belirtilerin yoğunluğu azalabilir. Bu durumla yaşayan kişiler, duygularını çok yoğun yaşarlar; küçük bir olay bile aşırı sevinçten derin umutsuzluğa ani geçişlere neden olabilir. İlişkileri fırtınalıdır; bir an karşısındaki kişiyi idealize ederken, bir sonraki an onu tamamen değersiz görebilirler. Bu kutuplaşmış düşünce yapısı (“ya hep ya hiç”, “siyah ya da beyaz”), hayatlarının pek çok alanına yansır.
Sınırdurum Kişilik Bozukluğu Kavramı
Sınırdurum terimi, geçmişte yapılan sınıflandırmalardan kalan bir mirastır. O dönemde ruhsal rahatsızlıklar kabaca iki ana kategoriye ayrılıyordu:gerçeklikle bağın koptuğu psikozlar ve gerçeklikle bağın korunduğu ancak yoğun sıkıntı yaşanılan nevrozlar. Borderline’ın belirtileri her iki gruba da tam olarak uymadığı için bir “sınırda” olduğu düşünülüyordu. Ancak modern psikiyatri, BKB’yi ayrı bir tanı kategorisi olarak ele alır. Bu durum, kişinin kalıcı düşünce, duygu ve davranış örüntülerini etkileyen, hayatının hemen her alanına yansıyan bir yapıdır. Bir kişilik bozukluğu olması, kişinin “kişiliğinin bozuk” olduğu anlamına gelmez; yalnızca belirli özelliklerin esnek olmayan, sorun yaratan şekillerde ortaya çıktığını ifade eder.
İşte tam da bu noktada kendimize sormamız gereken bir soru var:Kişilik bozuklukları sadece bir tanı mıdır, yoksa derin insani acıların bir ifadesi midir? Sanırım ikinci şıkka daha yakınız. BKB ile yaşayan bireyler genellikle büyük bir içsel kargaşa ve acı içindedirler. Bu acı, dışarıdan görünen dürtüsellik, öfke patlamaları veya ilişki sorunlarının altında yatan asıl nedendir.
Borderline Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir
Borderline kişilik bozukluğu tanısı koymak için Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayımladığı Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nda (DSM) belirtilen dokuz kriterden en az beşinin karşılanması gerekir. Ancak burada önemli olan, bu belirtilerin kalıcı bir örüntü halinde ve farklı yaşam alanlarında ortaya çıkmasıdır. Peki, bu belirtiler tam olarak nelerdir? Gelin yakından bakalım.
Duygusal İstikrarsızlık ve İlişkilerdeki Zorluklar
Belki de en belirgin özelliklerden biri, duyguların yoğun ve hızla değişmesidir. Birkaç saat içinde neşeliyken birden dibe vurabilir, ardından öfkelenebilirler. Bu durum, dış etkenlere karşı aşırı duyarlı olmalarından kaynaklanır. Küçücük bir eleştiri veya reddedilme algısı, yıkıcı boyutlarda acı hissine neden olabilir. Bu yoğun duygusal dalgalanmalar, kişinin kendisi için de oldukça yorucudur.
İlişkiler de BKB’nin en çok etkilediği alanlardan biridir. İlişkileri yoğun ama bir o kadar da istikrarsızdır. Karşıdaki kişiyi bir an göklere çıkarır, kusursuz görürler (idealize etme). Ancak en ufak bir hayal kırıklığı veya reddedilme algısı durumunda, aynı kişiyi yerin dibine batırabilir, tümden değersiz görebilirler (değersizleştirme). Bu “iyi-kötü” ayrımı (splitting), ilişkilerde büyük çatışmalara yol açar. Terk edilme korkusu o kadar yoğundur ki, gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için aşırı çaba harcarlar. Bu çaba, bazen karşıdaki kişiyi iten davranışlara dönüşebilir. Siz de hiç, bir ilişkinin bir anda bambaşka bir boyuta geçtiğine tanık oldunuz mu? İşte bu, BKB’li bir bireyin ilişkilerindeki gelgitlerin bir yansıması olabilir. Romantik ilişkilerin yanı sıra, arkadaşlıklar ve aile ilişkileri de bu dengesizlikten nasibini alabilir.
Dürtüsel Davranışlar ve Kimlik Sorunları
BKB’nin bir diğer temel özelliği dürtüselliktir. Ani kararlarla tehlikeli olabilecek davranışlarda bulunabilirler. Örneğin, pervasızca para harcama, güvenli olmayan cinsel ilişkiler, madde kullanımı, hızlı araba kullanma veya tıkınırcasına yeme gibi. Bu dürtüsellik, genellikle anlık rahatlama veya boşluk hissini doldurma çabasıdır.
Kimlik algısında da belirgin bir istikrarsızlık vardır. Kendilerini nasıl tanımladıkları, hedefleri, değerleri, hatta cinsel yönelimleri zamanla hızla değişebilir. Bir gün kendilerini çok güçlü ve başarılı hissederken, ertesi gün tamamen değersiz ve kaybolmuş hissedebilirler. Bu sürekli değişen benlik algısı, kişinin hayatında tutarlı bir yön belirlemesini zorlaştırır. Sanki sürekli değişen bir pusulaya sahip gibidirler, gidecekleri yön bir türlü netleşmez.
Diğer belirtiler arasında kronik bir boşluk hissi (içlerinde tarifsiz bir boşluk ve anlamsızlık duygusu), uygunsuz ve yoğun öfke (öfkeyi kontrol etmede zorlanma, sık sık sinirlenme veya fiziksel şiddet eğilimi), stresle ilişkili paranoid düşünceler veya geçici dissosiyatif belirtiler (gerçeklikten kopma hissi) yer alabilir. En acı verici belirtilerden biri ise yineleyici intihar girişimleri veya kendine zarar verme davranışlarıdır. Bu eylemler genellikle yoğun duygusal acıyı dindirme veya boşluk hissini doldurma çabasıdır.
Bu belirtileri okurken, “Bu bende de var mı?” diye düşünebilirsiniz. Unutmayın, tek başına birkaç belirtiye sahip olmak, BKB olduğunuz anlamına gelmez. Tanı, ancak bir ruh sağlığı uzmanı tarafından, kişinin yaşam öyküsü, belirtilerin kalıcılığı ve yaygınlığı kapsamlı bir şekilde değerlendirilerek konulur. Belirtiler bir bütün olarak, kişinin yaşamını ne denli zorlaştırdığına bakılarak değerlendirilir.
Borderline Kişilik Bozukluğunun Olası Nedenleri
Borderline kişilik bozukluğuna neyin neden olduğu sorusunun tek bir cevabı yok. Çoğu ruh sağlığı durumu gibi, BKB de karmaşık etkileşimlerin bir sonucudur. Genetik yatkınlık, beyin yapısındaki farklılıklar ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Yani hem doğuştan gelen bir yatkınlık hem de yaşam deneyimleri rol oynar.
Genetik ve Biyolojik Faktörler
Araştırmalar, BKB’nin ailelerde daha sık görüldüğünü göstermektedir. Eğer birinci derece akrabalarınızda (anne, baba, kardeş) BKB varsa, sizin de geliştirme riskiniz artar. Ancak bu, “kesinlikle BKB olacaksınız” anlamına gelmez, sadece bir yatkınlıktır. Yapılan çalışmalar, duygu düzenlemesi, dürtü kontrolü ve stres yanıtıyla ilgili beyin bölgelerinde (amigdala, prefrontal korteks gibi) farklılıklar olabileceğini düşündürmektedir. Bu farklılıkların BKB’ye neden olup olmadığı yoksa BKB’nin bir sonucu mu olduğu tam net olmasa da, biyolojik yatkınlığın bir rol oynadığı yaygın kabul görmektedir. Beyin kimyasındaki bazı dengesizliklerin de (örneğin serotonin gibi nörotransmitterlerin) BKB belirtileriyle ilişkili olabileceği düşünülür.
Çevresel ve Travmatik Etkenler
Genetik ve biyolojik yatkınlık, çevresel faktörlerle birleştiğinde BKB’nin ortaya çıkma olasılığı artar. Özellikle çocukluk dönemindeki olumsuz yaşam deneyimleri, BKB gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Bunlara örnek olarak şunlar verilebilir:
- Çocukluk çağı travmaları (fiziksel, cinsel veya duygusal istismar)
- İhmal (fiziksel veya duygusal ihtiyaçların karşılanmaması)
- Ebeveyn kaybı veya ayrılıklar
- Çocuğun duygularının sürekli olarak geçersiz kılınması veya önemsenmemesi
- Aile içi istikrarsızlık veya çatışma
Bu tür deneyimler, çocuğun güvenli bağlanma geliştirmesini engelleyebilir, duygularını yönetmeyi öğrenmesini zorlaştırabilir ve benlik saygısını zedeleyebilir. Sanki çocuk, dünyanın ve insanların güvenilmez olduğu mesajını alır ve bu inanç ileriki yaşlarda ilişkilerini ve kendi algısını derinden etkiler. Bir danışanımın çocukluktan bahsederken “Sanki duygularım hiç kimse için önemli değildi, sadece ben ‘fazla hassas’tım” dediğini hatırlarım. Bu tür deneyimler, duygusal dünyalarını içe kapatmalarına veya tam tersine, dışarıya kontrolsüzce yansıtmalarına neden olabilir.
Yine de belirtmek gerekir ki, her travmatik çocukluk deneyimi yaşayan kişi BKB geliştirmez. Bu, karmaşık bir denklem gibidir; hem yatkınlık, hem çevresel tetikleyiciler, hem de kişinin kendi başa çıkma mekanizmaları rol oynar.
Borderline Kişilik Bozukluğu Tanılama Süreci
Borderline kişilik bozukluğu tanısı, genellikle bir psikiyatri uzmanı veya klinik psikolog tarafından kapsamlı bir değerlendirme sonucunda konulur. Bu süreç tek bir testle yapılamaz; kişinin geçmişi, mevcut belirtileri, ilişkileri, yaşam tarzı ve dürtüsel davranışları detaylı olarak incelenir.
Klinik Değerlendirme Süreci
Tanılama süreci genellikle bir veya daha fazla görüşme ile başlar. Uzman, kişinin şikayetlerini, ne kadar süredir devam ettiğini, yaşamını nasıl etkilediğini dinler. Geçmiş yaşam deneyimleri, aile öyküsü, madde kullanımı öyküsü gibi konular da değerlendirilir. Bu süreçte, DSM-5’te belirtilen dokuz BKB kriteri üzerinden bir değerlendirme yapılır. Uzman, bu belirtilerin ne kadarının karşılandığını ve bunların kişinin hayatında kalıcı bir örüntü oluşturup oluşturmadığını inceler.
Bu değerlendirme sırasında, BKB’nin diğer ruhsal bozukluklarla (depresyon, bipolar bozukluk, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu gibi) örtüşen belirtileri olabileceği akılda tutulur. Bu nedenle ayırıcı tanı oldukça önemlidir. Bazen ek bilgiler almak için kişinin yakınlarından da (izni dahilinde) bilgi alınabilir. Psikolojik testler de tanılama sürecine yardımcı olabilir, ancak tek başlarına tanı koymak için yeterli değildirler. Tanılama süreci, bir nevi dedektiflik gibidir; parçalar bir araya getirilerek resmin bütünü görülmeye çalışılır. Kendinizi anlama yolculuğunuzda bir adım atmak isterseniz, genel bir kişilik bozukluğu testi hakkında bilgi alabilirsiniz, ancak bu testlerin tıbbi bir tanı koyma yetkinliği olmadığını unutmayın.
Peki, doğru tanıyı almak neden bu kadar önemli? Çünkü doğru tanı, doğru tedaviye giden yolda ilk adımdır. Yanlış veya eksik tanı, tedavinin etkisiz kalmasına veya daha da kötüsü, belirtilerin artmasına neden olabilir. Bu yüzden, belirtileriniz olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka uzman bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmalısınız.
BKB Temel Alanları | DSM-5 Kriterleri (Örnekler) | Günlük Yaşama Yansıması |
---|---|---|
Duygusal Düzensizlik | Ani ve yoğun duygu değişimleri, kronik boşluk hissi, yoğun öfke | Küçük olaylara aşırı tepki verme, sürekli bir mutsuzluk veya huzursuzluk hissi |
İlişkisel Sorunlar | İstikrarsız ve yoğun ilişkiler, terk edilme korkusu, idealize etme/değersizleştirme döngüsü | Sık ilişki değiştirme, ilişkilerde yoğun çatışma ve dram, yalnız kalmaktan aşırı kaçınma |
Kimlik Sorunları | İstikrarsız benlik algısı, sık değişen hedefler ve değerler | “Ben kimim?” sorusuna net cevap verememe, farklı ortamlarda farklı kimliklere bürünme |
Dürtüsellik | Kendine zarar verici davranışlar (madde, harcama, cinsel), intihar düşünceleri/girişimleri | Ani ve düşüncesizce kararlar alma, riskli aktivitelerden kaçınamama |
Bu tablo, BKB’nin temel etkilediği alanları ve bunların günlük hayattaki yansımalarını özetlemektedir. Elbette her bireyde belirtiler farklı yoğunlukta ve farklı kombinasyonlarda görülebilir.
Borderline Kişilik Bozukluğu Tedavi Seçenekleri
İyi haber şu ki, borderline kişilik bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Geçmişte “tedavisi zor” olarak görülen BKB için günümüzde etkili tedavi yöntemleri mevcuttur. Tedavinin temel amacı, belirtilerin şiddetini azaltmak, kişinin yaşam kalitesini artırmak, ilişki kurma becerilerini geliştirmek ve dürtüsel davranışları kontrol altına almaktır.
Psikoterapi Yöntemlerinin Rolü
Borderline kişilik bozukluğu tedavisinin temel taşı psikoterapidir. Bireysel terapi, grup terapisi veya her ikisinin kombinasyonu şeklinde uygulanabilir. BKB için özel olarak geliştirilmiş ve etkinliği kanıtlanmış birkaç terapi yöntemi bulunmaktadır:
- Diyalektik Davranış Terapisi (DBT): Dr. Marsha Linehan tarafından BKB’li bireyler için geliştirilmiştir. Duygu düzenleme becerileri, stresle başa çıkma, kişilerarası ilişkilerde etkinlik ve farkındalık (mindfulness) konularına odaklanır. Hem bireysel seansları hem de beceri eğitimi gruplarını içerir. BKB tedavisinde en yaygın ve etkili yöntemlerden biridir.
- Şema Terapi: Jeffrey Young tarafından geliştirilen bu terapi, çocukluk veya ergenlik döneminde oluşan ve kişinin yaşamını olumsuz etkileyen kalıcı “şemaları” (yaşam kalıplarını) değiştirmeye odaklanır. Terk edilme, güvensizlik, kusurluluk gibi temel şemalar üzerinde çalışır.
- Aktarım Odaklı Terapi (TFP): Otto Kernberg tarafından geliştirilmiştir. Terapi ilişkisi içinde kişinin ilişkilerdeki zorluklarını anlamasına ve bu zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olur. Özellikle ilişkilerdeki “iyi-kötü” ayrımı gibi mekanizmaları ele alır.
- Zihinselleştirmeye Dayalı Terapi (MBT): Peter Fonagy ve Anthony Bateman tarafından geliştirilmiştir. Kişinin kendi zihinsel durumlarını (düşünce, duygu, niyet) ve başkalarının zihinsel durumlarını anlama becerisini (zihinselleştirme) geliştirmesine odaklanır.
Bu terapiler, kişiye duygularını yönetme, dürtülerini kontrol etme, sağlıklı ilişkiler kurma ve daha istikrarlı bir benlik algısı geliştirme konularında somut beceriler kazandırmayı hedefler. Tedavi sabır gerektirir ve genellikle uzun sürelidir, ancak sonuçları yüz güldürücüdür.
Bu noktada kişisel bir düşüncemi paylaşmak isterim:BKB’li bireylerin tedavideki motivasyonu ve çabası inanılmaz derecede önemlidir. Terapi kolay bir süreç değildir, acı verici olabilir. Ancak değişime olan inanç ve çaba, tedavinin başarısını doğrudan etkiler. Terapist ve danışan arasındaki güvenli ve işbirlikçi ilişki de tedavinin kritik bir parçasıdır. Romantik ilişkilerde iletişim kadar, terapi ilişkisinde kurulan sağlıklı iletişim de iyileşme için hayati önem taşır.
İlaç Tedavisinin Yeri
İlaç tedavisi, borderline kişilik bozukluğunun kendisini doğrudan tedavi etmese de, sıklıkla eşlik eden belirtileri (depresyon, anksiyete, dürtüsellik, öfke) yönetmeye yardımcı olabilir. Antidepresanlar, duygu durum düzenleyiciler veya antipsikotikler, belirtilerin yoğunluğuna ve türüne göre psikiyatri uzmanı tarafından reçete edilebilir. İlaç tedavisi genellikle psikoterapiye destek olarak kullanılır ve tek başına BKB’nin ana tedavisi değildir. İlaçların kullanımı, bir psikiyatri uzmanının takibinde ve yönlendirmesiyle olmalıdır. Unutmayın, ilaçlar sadece belirtileri hafifletmeye yardımcı olur, temel dürtüleri veya ilişki kalıplarını değiştiren asıl süreç psikoterapidir.
2025 ve sonrası için borderline kişilik bozukluğu yaklaşımında, tedavi yöntemlerinin daha da bireyselleştirilmesi ve teknoloji entegrasyonunun artması bekleniyor. Tele-terapi, online destek grupları ve belki de mobil uygulamalarla desteklenen beceri eğitimi modülleri, tedavinin erişilebilirliğini artırabilir ve kişinin günlük yaşamına daha kolay entegre olabilir hale gelmesini sağlayabilir. Ayrıca, beynin işleyişi üzerine yapılan araştırmalar derinleştikçe, gelecekte daha hedefli biyolojik yaklaşımlar da ortaya çıkabilir, ancak psikoterapinin ana tedavi olmaya devam etmesi öngörülüyor.
Borderline Kişilik Bozukluğu İle Yaşam Kalitesini Artırmak
Borderline kişilik bozukluğu tanısı almak, dünyanın sonu değildir. Aksine, durumunuzu anlamak ve yardım aramak için önemli bir başlangıç noktasıdır. BKB ile yaşayan pek çok insan, doğru tedavi ve destekle belirtilerini yönetmeyi, daha istikrarlı ilişkiler kurmayı ve dolu dolu bir yaşam sürmeyi öğrenir. İyileşme mümkündür ve birçok örnekte olduğu gibi, BKB’li bireylerin zamanla belirtilerinin azaldığı ve yaşam kalitelerinin arttığı görülür.
Borderline Kişilik Bozukluğu İçin Destek Kaynakları
Tedavinin yanı sıra, yaşam kalitesini artırmak için birçok destek kaynağı mevcuttur. Bunlar arasında şunlar sayılabilir:
- Destek Grupları: BKB ile yaşayan diğer insanlarla bir araya gelmek, deneyimlerini paylaşmak ve yalnız olmadıklarını görmek çok faydalı olabilir. Aileler için de destek grupları bulunmaktadır.
- Aile Terapisi: BKB, sadece bireyi değil, tüm aileyi etkiler. Aile terapisi, iletişim becerilerini geliştirmeye, karşılıklı anlayışı artırmaya ve aile üyelerinin bu durumla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmelerine yardımcı olabilir.
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli uyku, dengeli beslenme, egzersiz gibi temel yaşam alışkanlıkları, genel duygusal denge üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Stres yönetimi teknikleri (meditasyon, yoga gibi) de faydalı olabilir.
- Sağlıklı İlişkiler Kurma Becerileri: Terapiyle kazanılan becerileri günlük hayatta uygulamak, özellikle ilişkilerde sabırlı ve anlayışlı olmayı öğrenmek önemlidir. Unutmayın, herkesin ilişkileri zorluklar içerebilir. Yakın arkadaşlık bağları kurmak ve sürdürmek, destek sisteminizin bir parçası olabilir. Aşırı düşünme eğilimi olan kişiler için aşırı düşünme hakkında her şey öğrenmek de faydalı olabilir, zira BKB’de ruminasyon sık görülebilir.
Tedavi süreci bir maraton gibidir, kısa mesafe koşusu değil. İnişler ve çıkışlar olacaktır. Önemli olan pes etmemek ve destek sisteminize tutunmaktır. Terapiye düzenli gitmek, öğrenilen becerileri pratik etmek ve kendinize karşı sabırlı olmak, iyileşme yolculuğunuzun anahtarlarıdır. Bir uzmana ulaşmak için akademik hastanelerin psikiyatri bölümleri iyi bir başlangıç noktası olabilir.
Peki, bu yolculukta umudumuzu nasıl koruyacağız? İyileşenlerin hikayelerini okuyarak, küçük adımlarla ilerlediğinizi görerek ve her gün yeni bir şey öğrenmeye açık olarak. BKB ile yaşamak zorlu olabilir, evet. Ama imkansız değil. Değişim her zaman mümkündür.
Toplum olarak da bu konudaki farkındalığımızı artırmalıyız. BKB’li bireylere yönelik damgalama ve önyargı, onların yardım almasını engelleyen en büyük faktörlerden biridir. Unutmayalım ki bu bir seçim değil, karmaşık nedenleri olan bir ruh sağlığı durumudur ve anlayışla yaklaşmak, iyileşme sürecine büyük katkı sağlar. Onlara yargılamadan kulak vermek ve destek olmak, yapabileceğimiz en değerli şeylerden biridir.
Sonuç olarak, borderline kişilik bozukluğu karmaşık, zorlayıcı ancak kesinlikle tedavi edilebilir bir durumdur. Yoğun duygular, istikrarsız ilişkiler ve kimlik arayışları BKB’nin temel özellikleridir. Genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Tanı süreci uzmanlık gerektirir ve tedavinin temelini özel olarak geliştirilmiş psikoterapi yöntemleri oluşturur; ilaç tedavisi ise belirtileri hafifletmeye yardımcıdır. En önemlisi, bu durumla yaşayan bireylerin yalnız olmadığını bilmeleridir. Doğru destek ve tedavi ile anlamlı bir iyileşme sağlamak, daha dengeli ve dolu dolu bir yaşam sürmek mümkündür. Unutmayın, her bireyin hikayesi özeldir ve her zorluğun üstesinden gelme gücü içimizde gizlidir. Yeter ki doğru kapıları çalmayı ve yardım istemeyi bilelim.